21 Nisan 2025 15:10

Hacettepe Üniversitesi öğrencileri HÜDA-PAR'ın LGBTİ karşıtı kanun teklifini protesto etti

Açıklamada teklifin nefrete dayanan bir saldırı olduğu vurgulanarak, "Kampüslerden sokaklara, meydanlara her birimiz için güvenli bir yaşamı inşa etmenin gerekliliğini savunuyoruz" dendi.

Hacettepe Üniversitesi öğrencileri HÜDA-PAR'ın LGBTİ karşıtı kanun teklifini protesto etti

Fotoğraf: Evrensel

Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, HÜDA-PAR'ın Meclis'e sunduğu LGBTİ karşıtı kanun teklifini protesto etti. Öğrenciler tarafından yapılan açıklamada, teklifin nefrete dayanan bir saldırı olduğu vurgulanarak, "Kampüslerden sokaklara, meydanlara her birimiz için güvenli bir yaşamı inşa etmenin gerekliliğini savunuyor, bu yasa tasarısının ve hukuksuzlukların karşısında durduğumuzu bildiriyoruz" denildi.

Yemekhane önünde yapılan açıklamada, "HÜDA PAR tarafından 17 Nisan'da LGBTİ+ karşıtı yasa tasarısı meclise sunuldu. Yasa tasarısı, yalnızca kadın ve kuirleri değil, tüm toplumun temel hak ve özgürlüklerini tehdit eden, açıkça nefrete dayanan bir saldırıdır. Bu yasa yürürlüğe girdiği takdirde;Biyolojik cinsiyet ifadesi ceza kanununa eklenecek, doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve ahlaka aykırı davranışları teşvik edenler bir ile üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak, LGBTİ+ görünürlüğü hayasızlık olarak nitelendirilecek, 18 olan cinsiyet uyum sürecine başlama yaşı 21 olarak değiştirilecek. Görüldüğü üzere bu yasa bir yanıyla LGBTİ+ bireylerin varoluşunu kriminalize etmeye, görünürlüğünü ortadan kaldırmaya ve anayasal güvence altındaki haklarını gasp etmeye yönelik olup, kadınlar açısından da bu yasa, son derece tehlikeli bir zemine işaret etmektedir" denildi.

Kadın mücadelesinin yıllardır karşı çıktığı "tek tip, makbul kadın" dayatmasının bu kez sözde biyolojik cinsiyet üzerinden yeniden kurgulanmakta olduğu ifade edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:  "Bununla birlikte, geçtiğimiz dönemde trans bireylerin hormon tedavileri yasaklanarak, bu hakları yine keyfi bir şekilde engellenmişti. Dün itibariyle ise özel hastanelerde, kadının kendi bedenine yönelik kararları ve seçimleri ellerinden alınarak, sezaryen doğum hakkı yasaklandığını öğrendik. Bunlar kuir varoluşların ve kadınların haklarını alenen gasp etmektir. Henüz Ayşenur ve İkbal'in ölümünden 1 sene geçmemişken, Narin Güran Cinayeti aydınlatılmamışken, bizler Gülistan Doku'ya ne oldu diye sormaya devam ederken, Hande Kader'i kaybetmişken iktidar bloğu kadınları ve LGBTİ'leri baskıya almaya devam ediyor."

'Birbirimiz için güvenli bir yaşamı inşa etmenin gerekliliğini savunuyoruz'

Açıklamada, "Kadın cinayetlerinin günden güne arttığı, kadına şiddetin ve eril dilin topluma yerleşerek ataerkil bir zihniyetin oluştuğu bu günlerde kadını ve çocuğu koruyan İstanbul Sözleşmesi hala uygulanmazken iktidar ve onun işbirlikçileri kadınların nasıl doğum yapacağına LGBT'ilerin nasıl konuşacağına karışmayı tercih ediyor. 8 Martlarda önümüze koyulan barikatlar bizlere  şunu net gösterdi ki bu iktidar bizlere hakkımız olanı nasıl kazandığımızı bir kez daha göstermişti. Toplumun belli bir kesimini hedef göstermek, yaşam hakkından ifade özgürlüğüne kadar pek çok hakkı tehdit etmektedir. Ancak bizler susmuyoruz. Yaşamlarımızdan, kimliklerimizden, varoluşlarımızdan vazgeçmiyoruz. Kampüslerden sokaklara, meydanlara her birimiz için güvenli bir yaşamı inşa etmenin gerekliliğini savunuyor, bu yasa tasarısının ve hukuksuzlukların karşısında durduğumuzu bildiriyoruz" denildi. (Evrensel)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

TÜPRAŞ’ta öfke büyüyor

TÜPRAŞ’ta öfke büyüyor

Erdoğan-Şimşek programını arkasına alan Koç Holdingin TÜPRAŞ’ta düşük zam dayatması işçilerin öfkesini büyüttü. Yüzde 28 zammı kabul etmeyen işçiler, 4 rafineride eylem yaparak ücretlerdeki erimenin karşılanmasını istedi. 1 Mayıs’ı toplu sözleşme mücadelesiyle karşılayan işçiler, etkili eylem kararları alınmasını istiyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Aile Bakanlığı, “aile yılı” kapsamında düşük gelirli ve üç çocuklu ailelere TOGG için uzun vadeli finansman sağlayacağını duyurdu

Evrensel'i Takip Et